Haram ve helal kılmanın; yalnızca Allah’ın emriyle mümkün olabileceği ve “bu helaldir” “şu da haramdır” demenin hükmü ile ilgili ayetleri aşağıdaki açıklamalarda bulabilirsiniz:
Nahl Suresi 114- 115-116-117. Ayetin Meali Ve Tefsiri.
Bismillâhirrahmânirrahîm
114- Allah’ın size rızık olarak verdiği helal ve temiz şeylerden yeyin. Eğer yalnız Allah’a ibadet ediyorsanız, Allah’ın nimetlerine şükredin.
115- Allah size sadece, leşi, kanı, domuz etini ve Allah’dan başkası adına boğazlanmış hayvanları yasakladı. Kim çaresiz kalır da başkasının payına el uzatmaksızın ve zorunluluk sınırını aşmaksızın bu yasak etlerden yerse, hiç kuşkusuz Allah affedicidir, merhametlidir.
Bunların haram kılınışlarının nedeni ya bedene ve duygulara zarar verdikleri içindir. Nitekim ölü eti, kan ve domuz eti bunlardandır. Ya da insanın ruhuna ve inancına birtakım zararlar verdiğindendir. Allah’dan başkası adına kesilen hayvanlar gibi:
“Kim çaresiz kalır da başkasının payına el uzatmaksızın ve zorunluluk sınırını aşmaksızın bu yasak etlerden yerse, hiç kuşkusuz Allah affedicidir, merhametlidir.
Bu din kolaydır, zor değil. Açlık ve susuzluk yüzünden ölüm veya hastalık tehlikesiyle yüzyüze geldiğini farkeden insan, ihtiyacını gidereceği kadar bu haram kılınan şeylerden yemekle günaha girmez. Bu konudaki fıkhi ayrılıklara daha önce değinmiştik. Yeter ki haram ilkesini çiğnemesin ve zor şartların helal kıldığı zorunluluk sınırını aşmasın.
İşte yüce Allah’ın yiyeceklere ilişkin helal ve haram sınırlarını bildiren yasası budur. Puta tapıcılığın kuruntularına dayanarak O’na karşı gelmeyin. Yalan söyleyip Allah’ın helal kıldığını haram saymaya çağırmayın. Çünkü haram kılma ve helal yapma ancak Allah’ın emriyle mümkün olabilir. Çünkü bu bir yasamadır. Yasama yetkisi ise sadece Allah’ındır. Bu konuda insanın hiçbir yetkisi yoktur. Allah’ın emri olmaksızın hiç kimse kendisi için yasama hakkı isteyemez. Böyle bir iddiada bulunmak düpedüz yalan sözledir. Allah’a iftirada bulunanlar ise asla kurtulamazlar.
Helal Ve Haramı Uyduran Diller!
116- Kendi dillerinizle uydurduğunuz asılsız nitelemelere dayanarak “Şu helaldir, şu da haramdır” diyerek Allah adına yalan uydurmayınız. Hiç şüphesiz Allah adına yalan uyduranlar iflah olmazlar. Kurtuluşa eremezler.
117- Kısa süreli bir dünya mutluluğu tadarlar, ama acıklı bir azap onları beklemektedir.
Kendi dilinizle uydurup anlattığınız yalan şeylere “bu helaldir” “şu da haramdır” demeyin. Eğer hiçbir delile dayanmadan “şu helaldir, bu da haramdır” deniliyorsa, bu Allah adına yalan uydurmanın ta kendisidir. Allah adına yalan uyduranlar ise, bu dünyada sadece kısa bir süre için çeşitli çıkarlar elde edebilirler. Bunun ardında ise acıklı bir azap, pişmanlık ve hüsran vardır.
Buna rağmen, birtakım insanlar Allah’ın izin ve hükmüne dayanmaksızın kanun koymaya, Allah’ın şeriatını değiştirmeye kalkışıyorlar. Yine de yeryüzünde ve Allah katında kurtuluş beklerler.
Nahl Suresi / 114-115-116-117
Kaynak: Fizilal’il Kur’an
Aşağıdaki makalelerde ilgini çekebilir:
Rızıkta Eşit Paylaşım İçin Ne Yapmak Gerekir
Rızkı Veren O’dur – Hesapsız Rızık Kimedir?
İnfak’ın Önemi Ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Sadaka İle İlgili Hadisler: Sadakanın Önemi Ve Çeşitleri
Yayınlanma tarihi: 16 Eki 2020-18-06-2021
Çok güzel bir anlatım. Allah (cc) razı olsun…
@Sacit
cümlemizden inşallah