Kur’an’ın Tıbbi Mucizeleri – Abdest Ve Gusül’un Sırları
Hiç abartmasız iddia ediyorum ki bir gün gelecek inanmıyanlar abdest alacaklar. Zaten Gusül bir anlamda tüm dünyada yaygınlaştı. Önce abdest ve gusül sırasında vücudda tıp açısından ortaya çıkan hikmetleri açıklamak istiyorum, sonra Mâide Suresi Ayet 6’yı inceleyeceğiz.
Abdest ve gusül sonu vücutta üç önemli tıbbi mucize doğar:
a) Vücutta biriken elektronlar atılır ve bunun verdiği gerginlikler yok olur.
b) Genel dolaşımdaki aksaklıklar düzelir, ihtiyarlama yavaşlar.
c) Koruma sisteminin temeli olan lenf dolaşımı en yüksek seviyede çalışır.
Ve de bu maddeler özellikle abdest ve guslün alınış tarzında açıkça tespit edilmiştir. Şimdi bu maddeleri açıklayalım:
a) Vücudun Statik Elektrik Dengesi Meselesi :
Normalde vücudun temel yapısında bir elektrik vardır. Sağlıklı vücudun temel yapısı bu denge ile sıkı bir ilgi içindedir, ne var ki, gerek havanın elektriği, gerekse özellikle günümüzde çok etkili olan plastik giyim ve oturma araçları, makine biçimi hayat, bu statik elektrik dengesini bozar ve ciddi meseleler yaratır.
Otomobilden inince, ya da koltuktan kalkınca bir kondonsatör gibi fazla elektronlarla dolarsınız.
Bu, sonra sinirlilikten tutun da yüzünüzün kırışmasına kadar sıradan etkilere ve yanında pek çok psikosomatik hastalıklara yol açar. Bu olumsuz sonuçların tek pratik çaresi, abdest ve gusüldür. Bu yüzden abdest alanlar, nurlu çehreye sahip olur. Acaba, «abdest alın» emrinde bu amaç var mı?… diyen olursa cevap hazır:
Teyemmüm de abdestin sağlık açısından bu faydasını temin etmeye yeterlidir. Eğer bu amaç olmasa teyemmüm emredilmezdi. Abdestten bihaber olanlar, vücudun elektrostatik denge bozukluğunu gidermek için tüm dünyada akapunkturla kendilerini delik deşik ediyorlar.
b) Genel Dolaşım Meseleleri :
Dolaşım, kalpten dokulara, dokulardan kalbe iki yönlü bir akış sistemidir. Özellikle dokularda bu sistem aracısı damarlar, kıldan ince borular halinde yürür. İşte bu ince damar sistemi, iç çevresinde yakılamayan besin artıkları ve çeşitli nedenlerle daralır ve dokular beslenemez olur.
İhtiyarlamanın temel nedeni bu olaydır. Bu tarz yaşlanma yaşadığımız senelerin ötesinde bir damar meselesidir. Damarlar lastik gibi esnek kaldıkça işler kolaylaşır, aksine daralıp sertleştikçe işler tersine döner, zorlaşır.
Bu meselelerin de pratik yönü abdest ve gusülle çözülür. Farklı ısıdaki su derimize değdikçe bir yandan damarların açılıp kapanma ekzersizi artar, bir yandan yeni başlayan tıkanmalar açılır
Vücut dokularında biriken artık maddeler genel dolaşıma geçer. Böylece dokularda zindelik sürer gider. Acaba abdest bu amacı kastetmekte midir? Sorusunun cevabı da hazır:
Bu birikimler en çok el, ayak ve yüz dolaşımında söz konusudur. Bilindiği gibi abdest de bu noktalara yönelmiştir.
c) Lenf Dolaşımı Meselesi :
İnsan vücudunun temel korunma sistemi beyaz kan dolaşımı ile olur. Bildiğimiz damarlara nazaran çok ince damarlar, Lenfosit dediğimiz beyaz kan hücrelerini dokuların en ücra köşelerine kadar götürür. Vücudun herhangi bir yerinde bir mikrop, bir yabancı, özellikle kanser hücresi varsa bu minik savaşçılar taşıdığı korkunç zehirlerle onları öldürürler.
Bir mikroplu hastalığa yakalanmak, kanser olmak, bu savunmanın bir yerde teklemesi demektir.
Bu sistem, çok yönlü ve karışık bir sistemdir. Ancak bu mini damarların çok iyi çalışması ön şartlardandır. İşte bu lenf damarlarının sağlıklı çalışmasında da abdest ve gusül akıl almaz nimetler sağlar.
El, ayakların yıkanması vücut merkezine uzak bölgelerdeki kıldan ince damarların dolaşım hızlarını artırır. Ayrıca lenf sisteminin en önemli bölgesi olan yüz, boğaz ve burnun yıkanması bu sisteme bir masaj ve güçlendirme faktörü olur.
Bu gün insan biyolojisinde zirvede bir âlime sorsanız, biz lenf sistemimize nasıl canlılık kazandırırız deseniz, size abdest almayı tarif edecektir.
Acaba abdest almakla bu sistem amaç güdülmüş müdür? Sorusunun cevabı açıktır:
1 – Abdest almakta vücudun en ufak noktası dahi atlanmayacak ilkesi;
2- Burun, boğaz yanları ve kulaklar ile ağzın yıkanması açıkça bu sisteme yöneliktir.
3- Daha önemlisi abdest alma emrini veren ayet açıkça bu hikmeti vurgulamaktadır (Mâide Suresi – Ayet-6)
«Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın….»
Ayet, bundan sonra teyemmümü anlatıyor. Son bölümünde de abdesti niçin farz ettiğini Allah şöyle bildiriyor:
«Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz. »
Evet… Demek ki abdestin iki amacı var:
1- Temizlik,
2- Nimet-i İlahinin tamamlanması.
İkinci maddeyi düşünelim. Nedir Nimet-i İlahi tamamlanması?
Bize verilen vücut sağlığındaki aksamaların giderilmesi. Vücuttaki statik elektrik. Dolaşım sisteminin akıl almaz damar sistemi ve vücut savunmasındaki lenf sistemi, bunlardaki aksamaları abdest alarak gidereceksiniz.
Size verdiğim bu yüce nimetleri böylece abdest emri ile tamamlıyorum.
Allah’ın insanlara verdiği bu nimetler için nasıl şükredilmez?
Sevgili okuyucularım, yalnız bu âyetteki tıbbi mucize, Kur’an’ın Allah Kelâmı olduğunu fazlası ile ispatlar.
Onk. Dr. Halûk Nurbâki Hocanın Kur’an Mucizeleri Kitabından Alıntıdır.
Aşağıdaki konulara da tıklayıp göz atabilirsiniz:
Abdest ve boy abdesti (Gusul ) aldığımda inanın kendimi çok ferahlamış hissediyorum. Bu duş almaktan ve elleri yüzleri ayakları yıkmaktan bambaşka birşey. Muhakkak ki fark içinde Allah (cc) ‘a ibadet hissi olması .